DEVAM: 28- HACER-İ
ESVED'İ MIHCENİ (DEĞNEĞİ) İLE İSTİLAM (YANi DEĞNEĞİNİ ONA SÜRMEK SÜRETİYLE
ZİYARET) EDEN'E AİT BAB
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا وَكِيعٌ.
ح
وَحَدَّثَنَا
هَدِيَّةُ
بْنُ عَبْدِ
الْوَهَّابِ.
حدّثنا
الْفَضْلُ
ابْنُ مُوسى،
قَالاَ:
حدّثنا
مَعْرَوفُ
بْنُ خَرَّد
بُوذَ
الْمكِّيُّ
قَالَ:
سَمِعْتُ أَبَا
الطُّفَيْلِ
عَامِرَ بْنَ
وَاثِلَةَ قَالَ:
رَأَيْتُ
الَّنبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم يَطُوفُ
بِالْبَيْتِ
عَلَى
رَاحِلَتِهِ يَسْتَلِمٌ
الرُّكْنِ
بِمِحْجَبِهِ،
وَيُقَبَّلُ
الْمِحْجَنَ.
Ebü't-Tufeyl Amir
bin Vasile (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'i devesi üzerinde Kabe'yi tavaf ederken, mıhcen (denilen değneği) île
Hacer-i Esved'i istilâm ederken ve mihcen'i (istilâmdan sonra) öperken gördüm.
AÇIKLAMA: Safiyye (r.anna)'nın hadisini Ebu Davud da rivayet etmiştir.
Mihcen, ucu
eğri olan değnektir ki suvari, onunla deveyi sürer ve yere düşen şeyi onun eğri
ucuna takarak alır.
Aydi'ın,
Aydane'nin çoğuludur. Aydane uzun hurma ağacı demektir.
Hamame:
Güvercin manasınadır. Ka'be içinde görülen put hurma ağacından güvercin
süretinde yapıldığı için ona "Hamamet-i Aydan" denilmiştir. Resül-i
Ekrem (s.a.v.) Mekke'nin fetih işini bitirdikten sonra Ka'be-i Muazzama'nın
içine girdiğinde orada gördüğü bu putu kırarak dışarı atmıştır.
Buhari ile
Müslim' in rivayet ettikleri bir hadiste İbn-i Mes'ud (r.a.) şöyle demiştir:
"Resulullah
(s.a.v.) (Fetih günü) Mekke'ye girdiğinde Ka'be-i Muazzama etrafında 360 aded put
bulunuyordu. Resül-i Ekrem (s.a.v.) elindeki değnekle bunlara dürtüyor ve şöyle
buyuruyordu: "Hak geldi, batıl gitti. Batıl gitmeye mahkumdur. Hak geldi,
halbuki (ölen batıll ne icada ne de öleni diriltmeye muktedirdir,,, Putlar bir
bir yere düştü. Resul-i Ekrem (s.a.v.) o gün ihramda olmadığından tavaf etmekle
yetinmişti.
Bu hadisin
fıkıh yönünü biraz sonra anlatmaya çalışacağız.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisini Tirmizi hariç, Kütüb-i Sitte sahibIerinin hepsi rivayet
etmişlerdir.
Amir (r.a.)'ın
hadisini Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir.
BU BABDAKİ
HADİSLERİN FIKIH YÖNLERİ:
1. Binid olarak
tavaf etmek caizdir. Hadislerin zahirine göre özür bulunsun, bulunmasın fark
etmez. Şafii, İbnü'l-Münzir ve İbn-i Hazm böyle hükmetmişlerdir. Ahmed'den yapılan
sahih rivayete göre kendisi de böyle hükmetmiştir. Tavafı böyle eda eden
kimseye ceza kurbanı da gerekmez. Fakat en faziletlisi yaya olarak tavaf
etmektir. Çünkü Resul-i Ekrem (s.a.v.) ve sahabileri yaya olarak tavaf
etmişler. Ancak Resul-i Ekrem (s.a.v.) Veda hacc'ında ve Mekke'nin fetih günü
deve üzerinde tavaf etmiştir.
Hanefiler ile
Malik: Bir özür olmadıkça yaya olarak tavaf etmek vacibtir. Bir kimse özürsüz
iken binid olarak tavaf ederse, yaya olarak yeniden yapmak mecburiyetindedir.
Şayet tekrar yapmazsa kurban cezasına çarptınlır. Fakat bir mazeret dolayısıyla
binici olarak tavaf etmek caizdir ve bir ceza durumu da yoktur, demişlerdir.
Ahmed'den de böyle bir görüş rivayet olunmuştur.
Bu grub anılan
hadislere cevaben şöyle derler: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in deve üzerinde tavaf
etmesi özürler nedeniyle idi. Çünkü Müslim, Ebu Davud, Şafii, Ahmed, Nesai ve
başkalarının rivayet ettikleri bir hadiste Cabir bin AbdiIIah (r.a.):
"Peygamber (s.a.v.) Veda hacc'ında halk O'nu görebilsin, O halkı görebilsin
ve sorusu olan kimseler sorularını O'na sorabilsin diye devesi üzerinde
Ka'be'yi tavaf etti ve Safa ile Merva arasında sa'y etti, demiştir." Keza
Ebu Davud. Ahmed ve başkasının rivayet ettikleri İbn-i Abbas (r.a.)'ın bir
hadisinde: "Resülullah (s.a.v.) (Veda
hacc'ındal
Mekke'ye
vardığında rahatsız idi. Devesi üzerinde tavaf etti. Sonra devesini çöktürüp
iki rekat namaz kıldı." denilmektedir.
el- Ha fız:
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in anılan iki nedenle devesi üzerinde tavaf etmiş olması
muhtemeldir. Durum bu olunca, bu babtaki hadisler, özürsüz iken binici olarak
tavaf etmenin caizliğine delalet etmezler. Fıkıhçıların sözlerine göre ise özür
olmasa bile binici olarak tavaf etmek caizdir. Ancak özür yok iken binici
olarak tavaf etmek tenzihen mekruhtur ve yaya olarak tavaf etmek daha iyidir.
Tercihe şayan olanı ise özür yok iken binici olarak tavaf etmenin yasaklığıdır.
Çünkü Resül-i Ekrem (s.a.v.), devesi üzerinde tavaf ettiği tarihlerde Ka'be'nin
etrafındaki mescidin duvarları yapılmamıştı. Mescidin çevresinde duvar yoktu.
Ümmü Seleme'nin hadisinde Resül-i Ekrem (s.a.v.) ona: "Sen cemaatın
gerisinden tavaf et" buyurmuştur. Bu da tavaf sahasında hayvan üzerinde
tavaf etmenin yasaklığına delalet eder. Mescid-i Haram'ın etrafı duvarla
çevrildikten sonra Mescid'in içinde hayvan üz'?rinde tavaf etmek yasak olur.
Çünkü Mescid'in kirletilmesinden emin olunamaz. Şu halde Mescid'in etrafında
duvar yapıldıktan sonra hayvan üzerinde tavaf etmek caiz değildir. Ama duvar
çevrilmemiş iken hüküm ayrı idi, o sıralarda mescid durumu yoktu, diye bilgi
verir.
2. Hacer-i
Esved'i baston ve benzeri bir şeyle istilam etmek meşrudur. Resül-i Ekrem
(s.a.v.)'in değnekle istilam etmesi O'nun elle istilam etmesinin güçlüğü haline
yorumlanır. Efdal olan elle istilam etmektir. Çünkü Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in
elle de istilam ettiği sabittir ve ekseriyetle elle istilam etmiştir. Baston ve
benzeri bir şeyle istilam etmekle ilgili ilmi görüşler bundan önceki babta
rivayet olunan hadislerin izahı bölümünde verilmiştir.
3. Hacer-i
Esved'i öpmek veya elle istilam etmek mümkün olmadığı veya güç olduğu zaman,
bunun üzerine veya benzeri bir şeyle istilam edildiğinde Hacer-i Esved'e
sürülen şeyi öpmek sünnettir.
4. İhramsız
olarak bile Mekke'ye giren mü'minin Ka'be'yi tavaf etmesi sünnettir. Çünkü
Resül-i Ekrem (s.a.v.) Mekke'nin fetih günü ihramsız girip tavaf etmiştir.